Pazartesi

Bedenimiz Ve Tatil

Bedeninizin de tatile ihtiyacı var
Tatil, bedeninizi ve zihninizi dinlendirmeniz için iyi bir fırsattır. Ancak bu dönemi sınırsız yeme ve içme dönemi olarak görürseniz bedeninizi dinlenme amacından uzaklaştırıp daha fazla yormuş ve üzmüş olursunuz.

Bu yüzden tatile giderken bedeninizin de gerçekten tatil yapmasına ve dinlenmesine fırsat verin. Akdeniz diyeti sizin için iyi bir fırsat olabilir. Çünkü bu diyet ile hem kilo vermek kolay hem de uzun süreli devam ettirip yaşam biçimi haline getirip vermiş olduğunuz kiloyu da geri almamak sizin elinizde. Akdeniz mutfağı, Türkiye’yi de içine alarak, Yunanistan’dan İtalya’ya ve Fransa’ya, İspanya’dan Kuzey Afrika’ya ve Ortadoğu’ya uzanan, Akdeniz sahillerini damak tadının simgesi olan lezzet ile dengeli beslenmeyi doğal olarak birleştirmiştir.

Tüm dünyada yağı az (özellikle doymuş yağı az), posası fazla, tuz oranı düşük olan tipik Akdeniz mutfağı sağlıklı beslenme olarak önerilmektedir.Akdeniz diyeti beyaz et ağırlıklıdır, kırmızı ete ayda sadece birkaç kez yer verilir. Buna karşın, her gün yediğimiz öğünlerde bulunması gereken besinlerin başında zeytin ve zeytinyağı gelir. Peynir, yoğurt ve diğer süt ürünleri, baklagiller ve kuruyemişler, sebze ve meyveler, ekmek, makarna, bulgur gibi unlu mamüller de beslenmenin ayrılmaz bir parçası olarak düşünülürken haftada birkaç kez balık yenmesi ve kümes hayvanları önemlidir.

1. gün Akdeniz Diyeti
SABAH
1 dilim kepek veya çavdar ekmeği (1 tost ekmeği büyüklüğünde)2 dilim az yağlı beyaz peynir (yaklaşık 50-60 gram)DomatesSalatalıkMaydanozYeşil biber, kırmızı biber4 -5 zeytin veya 1 tatlı kaşığı zeytinyağıŞekersiz çay
ÖĞLE
6 çorba kaşığı zeytinyağlı fasulye (1 kg kabak için 2 yemek kaşığı yağ yeterlidir.)Bol yeşil salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı, tuz ve limon eklenebilir.)Ayran (az yağlı veya normal)1 dilim kepek veya çavdar ekmek
ARA
Yarım simit, az yağlı peynir
AKŞAM
200 gram Izgara balıkBol Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı, tuz ve limon eklenebilir.)Cacık
ARA2
porsiyon meyve (1 porsiyon meyve = 12 kiraz veya 1 elma veya 1 şeftali veya 1 dilim karpuz veya 1 dilim kavun olarak düşünülmelidir.)
GÜNÜN TARİFİ
Zeytinyağlı fasulye 1 kg yeşil fasulyeyi 2-3 çorba kaşığı zeytinyağı, bol soğan, sarımsak, domates, az tuz ve suyla pişirin, dilerseniz biraz da karabiber ekleyin.
NOT
Bu programlar sağlıklı beslenme ve diyetetik biliminin temel ilkeleri göz önünde bulundurularak düşük aktiviteye sahip sağlıklı yetişkinler için ÖRNEK olarak hazırlanmıştır. Kronik rahatsızlığı olanlarla hiç sağlık muayenesinden geçmemişlerin, hamilelik, emzirme dönemi gibi özel bir beslenme programı içinde olanların hekime danışmadan veya bir beslenme uzmanı ile şahsen görüşmeden uygulamamaları önemlidir...
Cacıkyaparken düşük yağlı yoğurt tercih edin, salatalık çok düşük kalorili olduğu için mümkün olduğunca bol kullanın, dilerseniz biraz keten tohumu, sarımsak ve dereotu da ilave edebilirsiniz.

Diyeti Uygularken;Gün boyunca 4 - 5 fincan açık ve şekersiz siyah çay, daha fazla miktarda şekersiz bitki çayı ile en fazla 2 fincan kahve içilebilir. Su tüketimi kadınlar için günlük en az 8 - 10 bardak, erkekler için ise en az 10-12 bardak olmalıdır. Gerekli durumlarda alkol tüketimi kadın için haftada 2-3 kadeh erkek için 4-5 kadeh ile sınırlandırılmalı ve şarap tercih edilmelidir. Salatalara 1 tatlı kaşığı zeytinyağı yeterlidir. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile 5 adet zeytin değişebilir.Etsiz sebze yemeklerinde 1 kg için 2 çorba kaşığı zeytinyağı kullanılmalıdır, yasak sebze yoktur tüm sebzeler tüketilebilir (patates ekmek yerine geçer sebze olarak düşünülmemelidir).Gün içinde istenildiği kadar salatalık, domates, marul yenilebilir.
Hürriyet

Cuma

Tırnaklar İçin Neler Faydalıdır??
















Muhteşem tırnaklara sahip olmak zordur. Tam hepsini aynı boyda uzattığınız anda, bir tanesi nedensizce kırılarak tüm hevesinizi de kırar! Aslında bu durumun pek çok nedeni vardır.
Tırnaklarımızı sürekli bir alet gibi kullanır, dayanmaları güç olan durumlarda da onları zorlarız. Aşağıdaki listeden yapmanız gerekip de yapmadıklarınızı saptayarak güçlü, dayanıklı ve sağlıklı tırnaklara kavuşmanın yollarını öğrenebilirsiniz:
Güneş, klor ve sert temizlik deterjanları tırnaklarınızı hassaslaştırarak zedeler. Sokakta güneş korumalı bir krem kullanmayı, iş yaparken ise eldiven kullanmayı alışkanlık haline getirin. El ve tırnaklarınızı mutlaka kaliteli bir krem ile nemlendirin.

Tırnaklarınızın yan taraflarını törpülemekten kaçının. Böylece daha az kırılgan olmasını sağlarsınız.
Günde birkaç kez tırnaklarınızı bir fırçayla yanlara doğru fırçalayın. Hareketlenen kan dolaşımı sayesinde tırnaklarınız daha çabuk uzayacaktır.
Demir, kalsiyum, B vitamini ve potasyum açısından zengin olan besinler, vücudunuzun geri kalanı için olduğu gibi tırnaklarınız için de faydalıdır.
Tırnaklarınız zayıf, kırılgan ve katlara ayrılıyorsa, nedeni yeterince su içmemeniz olabilir. Mutlaka bol ve yeterli su tüketin.
Alkol içeren losyonlar kullanmamaya özen gösterin.
Her bir parmağınıza kökünden ucuna doğru masaj uygulayın. Rahatlayacaksınız!
Günde altı adet badem yediğiniz taktirde tırnaklarınızdaki değişimi fark edeceksiniz. Bademde, tırnakların ihtiyaç duyduğu yağ asitleri vardır.















Perşembe

Güneşten korunma rehberi

Bronzluğun anlamı güzellik değil, deri hasarı... Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için...

Güzellik değil, deri hasarı
Bronzlaşmanın derinin güneş hasarı gördüğünün ve kendini bundan korumaya çalıştığının bir işareti olduğunu belirten uzmanlar uyarıyor: Bronzluğun anlamı güzellik değil, deri hasarı...
Uzmanlar tersini söylüyor
Bronz ten, çoğu insan tarafından sağlıklı görünümle özdeşleştirilir. Özellikle birçok kadına göre ten, ne kadar bronzsa o kadar sağlıklı ve güzel göründüğü düşünülür. Ancak uzmanlar tam aksini söylüyor.
5 defadan sonrası riskli
Deri Hastalıkları Uzmanlarına göre bronzluğun anlamı “güzellik” değil, “deri hasarı”. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Deri Hastalıkları Uzmanı Dr.Sadiye Kuş, “Yaşam boyu 5 defadan fazla güneş yanığı geçirmek, deri kanseri geliştirme riskini 2 kat artırıyor” diyor.
Yazın bunlara dikkat!
Sağlıklı bronzlaşma diye bir kavram yok!
Deriye doğal rengini veren koyu pigmente “melanin” adı verilir. Melanin, “melanosit” adı verilen pigment hücreleri tarafından üretilir. Derimiz güneşe maruz kaldıktan sonra, melanositler daha fazla ultraviyole ışını absorbe edebilmek için, daha fazla melanin üretmeye başlar. Böylece cilt rengi koyulaşır. Gerçekte bronzlaşma derinin çoktan güneş hasarı gördüğünün ve kendini bundan korumaya çalıştığının bir işaretidir. Ne yazık ki bronz görünüm, pek çok kişi tarafından sağlık göstergesi olarak algılanmasına rağmen, sağlıklı bronzlaşma diye bir kavram bulunmamaktadır.
Güneş yanığından sakınmalı!
Yaşam boyu 5 defadan fazla güneş yanığı geçirmek deri kanseri geliştirme riskini 2 kat arttırmaktadır. Melanom adı verilen en tehlikeli deri kanseri tipinin, ağır güneş yanığı öyküsü gibi, kısa süreli yoğun güneşe maruz kalma sonucu ortaya çıktığı unutulmamalıdır.
Neden güneş konusunda dikkatli olmalıyız?
Bilindiği gibi güneşin kısa ve uzun vadeli pek çok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Kısa vadeli etkiler arasında güneş yanıkları, bronzlaşma ve çiller sayılabilir. Uzun vadeli etkiler arasında kırışıklık ve lekeler gibi foto yaşlanma belirtileri ve deri kanseridir. Her beş deri kanseri olgusundan dördünde neden, güneşin ultraviyole ışınlarıdır.
Güneş koruyucular nasıl etki gösterir?
Güneş koruyucular ikiye ayrılır:
1)Ultraviyole ışınlarını sünger benzeri absorbe eden organik/kimyasal filtreler.
2)Bu ışınları ayna gibi yansıtan inorganik/fiziksel filtreler.
Güneşten koruma faktörü (SPF), UVB nin yol açtığı kızarıklığa karşı koruma miktarını, böylece güneş koruycuların etkinliğini gösteren bir ölçü birimidir.

Gençleştiren Ve Yaşlandıran Yiyecekler

Yemek seçimimiz bizi biz yapmaktan öte gençlik ve sağlığı da sunuyor.
“Yemek dediğin akıldır” diyor Mevlana. Ne yiyorsak oyuz. Kimi gıdalar yaşlandırırken kimileri de gençleştiriyor. İşte onlar…
Su: Hücrelerin ve bağ dokularının dolgu ve destek gereksinimini karşılıyor. Besinlerin hücrelere taşınmasını, atıkların da hücrelerden çıkışını sağlıyor.
Soya filizi: Vücudun kendi hormonları kadar etkili. Cildi dolduruyor ve gerginliğini sağlıyor. Ispanak, lahana: B vitamini bağ dokusunun sıkılığını destekliyor, selüliti önlüyor.Yeşil çay: Serbest radikallere karşı önemli hücre koruyucu maddeler içeriyor ve böylelikle yaşlılığın doğrudan hücrelerde durdurulmasını sağlıyor.
Somon ve ringa balığı: Vücudun acil ihtiyaç duyduğu ama kendi başına üretemediği doymamış yağ asitleri içeren bu balıklar, hücrelerdeki yaşlılık sürecini yavaşlatarak anti-agingíde anahtar görevi görüyor.
Sarmısak: Bileşimindeki allizin maddesi kan dolaşımını harekete geçirerek cildi arındırıyor. Böylelikle cilt sağlıklı bir renge kavuşuyor.
Tavuk: Vücudun güzellik hormonları üretmek için ihtiyaç duyduğu yüksek değerde protein içeriyor. Ayrıca kolajen üretimini ve bağ dokusundaki liflerin yenilenmesini destekliyor.
Zeytinyağı: Soğuk preslenmiş hali sağlıklı yaşam için bire bir olan bu yağ, erken yaşlanma ve kırışıklıklar için mükemmel bir silah. Doymamış yağ asitleri hücreleri tehlikelerden koruyor.
Yumurta, süt: Dikkat çekici şekilde “niacin” maddesi içeriyorlar. Bu B vitamini depoları hücre yenilenmesi için vazgeçilmez olarak tanımlanıyor. Rezene: Kalsiyum zengini bu ot, ciltte su depolanmasını sağlıyor ve hücre yenilenmesinde görev alıyor. Haftada birkaç kez sofrada olmalı. Demlenip çay gibi içilebilir. Avokado: E vitamini açısından zengin. Böylece serbest radikallere karşı içeriden de etki ediyor. Elma: Şeker ve ensülin cildi yaşlandırıyor. Buna karşın elma kan şekerini sabitliyor ve ensülin iniş çıkışını engelliyor.
YAŞLANDIRAN YİYECEKLERYiyeceklerdeki glisemik indeks, (yani besinlerin barındırdığı şeker oranı) ne kadar fazlaysa o kadar kilo alıyor ve cildimizi yaşlandırıyoruz. Havuç, muz, üzüm ve mango gibi meyve ve sebze türleri, yüksek glisemik indeksleri dolayısıyla beslenme uzmanlarının yasaklı listesinde yer alıyor. Glisemik indeks, kan şekerinin bir öğünde ne kadar arttığını da gösteriyor.
MARGARİN: Kahvaltı ve kızartma yağı olarak sofralarda yer verdiğimiz margarindeki doymuş yağ asitleri cilt hücrelerine zarar veriyor ve vücutta yağ olarak depolanıyor.
KAHVE: Ensülin oranını artırıp cilde zarar veriyor, stres hormonu kortizolü tetikliyor.
PORTAKAL: Her ne kadar vitamin açısından yüksek bir meyve olsa da şekeri yükseltmesiyle de biliniyor. Bu yüzden sağlıklı C vitamini alabileceğimiz meyveler elma ve limon.
PİZZA: Pizzadaki karbonhidrat yağ yakımını engelliyor. “Canınız çok çekerse haftada bir kez yiyebilirsiniz” diyor uzmanlar. Alkol, kırmızı et, kızartma, tuz, şekerli besinler çabuk yaşlandırıyor. Ne diyordu Mevlana “Yemek dediğin akıldır.”

CİLT ESTETİĞİ

Botox
Kırışıklıklar, aynı ifadenin binlerce kez tekrarlanması nedeniyle cilde kazınmış olan çizgilerdir. Kırışıklıklara "ifade çizgileri" veya şekilleri nedeniyle "kaz ayakları" da denir. Kırışıklıkların nedeni cilt altındaki kasların kasılmasıdır. Botox "clostridium botulinum " adı verilen bir bakteriden elde edilen arıtılmış bir protein toksinidir. Zararsız olmasının nedeni çok ufak dozlarda kullanılması ve vücuda dağılmamasıdır. Bu protein kullanıldığı bölgedeki kasların rahatlamasını sağlayarak belli bir süre için cildin gerginleşmesini ve dolayısıyla gençleşmesini sağlar.Minik cerrahi iğneler aracılığıyla Botox yüzün sorunlu bölgesinde cilt altına çok ufak dozlarla zerk edilir. Bu sayede kasılmış olan kaslar rahatlamaya başlar. Botox uygulandıktan yaklaşık üç hafta kadar sonra en yüksek verime ulaşır. Botoxun kalıcılık süresi bünyeden bünyeye fark etmekle birlikte yaklaşık 3-6 aydır. Genellikle tavsiye edilen, tedavinin her 4-6 ayda bir tekrarlanmasıdır. Botox uygulamasının ardından bölgeye buz uygulanması olası şişlik veya rahatsızlıkları azaltır. Tedavinin tümü yaklaşık 10-15 dakika sürdüğünden normal yaşama hemen dönülebilir. Ancak yatma pozisyonuna geçmek için 4-6 saatin geçmesi beklenmelidir. Botoxun çevresindeki kaslara dağılmaması için Botox uygulanmış bölgenin ovuşturulmaması da gerekir.
Dolgu Maddeleri
Hyalüronik asit derinin temel elemanlarından biridir. Deri içinde bol miktarda bulunur. Suyu çeker ve cildin nemli kalmasına yardımcı olur. Medikal estetik alanında yüz ve boyun çizgilerinin (daha çok yüzeysel olanların) doldurulmasında kullanılmaktadır. Cilt tarafından zamanla emilen ve kolay tolore edilen bir maddedir.Çok ince bir iğneyle hiyalüronik asit preparatı deriye enjekte edilir. Genellikle art arda 2 seansta olarak uygulanır. İlk kez yapılıyorsa 2 veya 3 hafta sonra tamamlayıcı bir seans daha gerekebilir.Uygulama sonrası küçük kızarıklıklar ve şişlikler oluşabilir, bunlar kişinin cilt tipi uyarınca birkaç saat ila birkaç gün içinde kaybolur.Genellikle 6 ila 12 ayda tekrarlamak gerekir. Bu durum kişiye ve uygulanan bölgeye göre değişiklik gösterebilir.

Lazer Epilasyon Uygulamaları
Lazer Epilasyon Vücudumuzda istenmeyen tüylerden kurtulmanın en hızlı en ağrısız ve bilimsel yoludur.
Lazer Epilasyonda kullanılan lazer ışığının dalga boyu kıl ve kıl kökünde bulunan deriye rengini veren Melanin ile ışığın etkileşimidir. Lazer ışını bildiğimiz ışıktan farklı olarak ışığın tek dalga boyunda düz bir demet halinde yayılmasıdır. Lazer ışını dokunun üzerine düştüğünde tüm enerjisini çarptığı yere bırakarak ısınmaya neden olur. Böylelikle kıl kökünü tahrip eder. Birbirini izleyen birkaç seans sonunda uygulama yapılan bölge tüylerden arınır.
Tüyün bir kaç gelişme evresi vardır. Anagen dediğimiz aktif evresinde yapılan lazer kıl köklerini etkilemektedir. Kıl evrelerinin önceden bilinmediğinden Lazer epilasyon uygulama esnasında ana gen evresindeki tüyleri yok eder. Dolayısıyla tologen yani pasif kökler aktif hale geldiklerinde uygulama yapılabilmektedir. Lazer epilasyonda artan seans sayıları bu evrelere bağlı olarak yapılır. Kalıcı çözüm için birkaç seans tekrarlanır. Kılların kalınlığı ve yoğunluğu kişiden kişiye değiştiği için kesin bir seans sayısı vermek mümkün değildir. Lazer epilasyon ürettiği enerji bir dalga boyu ışıktan cilden zarar vermeden geçerek kıl köküne ulaşan bu ışık vücutta herhangi bir ışık bırakmaz.
Lazer Epilasyon uygulamasının güvenirlirliği ve tesiri Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA ( Food And Association) tarafından 1997 yılında onaylanmıştır.
LAZER EPİLASYON ÖNCESİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR
Lazer Epilasyon uygulama öncesi 3 hafta önceden ağda cımbız kıl dökücü kıl kökünü etkileyen metodlar kullanılmamalıdır.
Lazer Epilasyon uygulamasından 2 hafta önceden güneşe çıkılmaması gerekmektedir.Solaryuma girilmemiş olması gerekir.Otobronz v.b renklendiriciler kullanılmamalıdır.
LAZER EPİLASYON SONRASI DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR
Lazer Epilasyon uygulaması sonrasında hafif kabarıklık ve kızarıklık oluşabilir. Cilt hassasiyetine bağlı olarak birkaç saat içinde geçicektir.

Lazer Epilasyon uygulama sonrasında 1 hafta güneşe maruz kalınmaması gerekmektedir.Güneşe çıkılacak ise yüksek koruma faktörlü güneş koruyucuları kullanılmalıdır.

Dövme Sildirme
Son Teknoloji Lazer Cihazı ESTE'de...1992 yılından bu yana 15 yılı aşkın arge çalışmalarıyla sürekli üzerinde çalışılmış, her yeni çıkan modeli zamanın en iyisi diye gösterilen Amerikan ve Japon lazer mühendislerinin eksiksiz bir ürünü olan Medlite şimdi İstanbulun gözdesi ESTE'de. En son model olan MedLite c6 Lazer Sistemi Dünya genelinde konusunda uzman olmuş doktorlar arasında yapılan anketlerde tartışmasız branşında en iyi lazer olarak seçilmiştir.
Kliniğimiz de hastalarımıza bugüne kadar yapılması mümkün olmayan yenilikleri getiren bu lazer cihazını biraz yakından tanıyalım..
Dermatolojik uygulamalarda üstün özellikleri ile lazer cihazları içinde başarı oranı en yüksek, en hızlı, en güvenli Q-switched Nd-Yag lazerler sınıfından bir üründür.
Dövmelerinizden ne renk olursa olsun, MedLite c6 lazer sistemi ile acısız 1-2 dakika gibi bugüne kadar görülmemiş kısa seans süreleri ile tamamen kurtulabilirsiniz. Unutmayın ki bugüne kadar kullanılan tüm lazer sistemleri sadece siyah renkli dövmeleri çıkartabiliyorlardı. MedLite c6 dövme tedavisinde bir devrim yaratmıştır. Üzerinde bulunan 4 farklı lazer dalga boyu ile sarı, yeşil, bulut mavisi gibi çıkartılması mümkün değildir denilen dövmeleri bile çıkarttığı için dünya da altın standart olarak kabul edilmiştir.
Günümüz de sıkça yapılan kalıcı makyaj tedavileri yanlış uygulandığı taktirde çok travmatik sonuçlara yol açmaktadır. Çok özel tedavi protokolleri ile kaş tüylerinizde hiçbir hasar olmadan kalıcı makyajınız tüm lazer sistemleri içinde sadece MedLite c6 lazer sistemi ile çıkartılabilmektedir.
ESTE de bu lazer sistemini kullanarak uygulanan çok özel bir tedavi protokolü ile cerrahi hiçbir işlem yapılmadan lazer skin toning diye adlandırdığımız cilt gençleştirme işlemlerine başlıyoruz. Yapılan bu uygulama ile gözleriniz etrafında olan kırışıklıklarınızdan kurtulacaksınız. Yüzünüz güneş lekeleri çil lekeleri gibi tüm pigmentlerinizden arındırılacak, lazer peeling ile pürüzsüz bir cildiniz olacak, en son olarak cildinizin gözenekleri daralacağı için kendinizi çok gençleşmiş ve güzel göreceksiniz.
Epilasyon hiç bu kadar hızlı hiç bu kadar acısız olmamıştı...MedLite c6 Lazer Sistemi ile tüyleriniz ne kadar uzun olursa olsun kısaltmadan, hiçbir soğutucu, uyuşturucu kullanmadan tamamen acısız bir uygulama ile tüm vücut epilasyonunuzu 45 dakika gibi çok kısa sürelerde yaptırabilirsiniz. Uygulamadan hemen sonra tüyleriniz tamamen sarı beyaz renge dönecek 15 gün içinde tamamen dökülecektir. Işıl ışıl bir cilde sahip olacaksınız. Bir yıllık tedavi süreci sonunda tüylerinizden kurtulabilirsiniz.
Yapabileceğiniz diğer tedavileri sıralayacak olursak melasma, ota nevus, akne izi, kılcal damar, yara izleri tedavileridir.

Lazer İle Leke Tedavisi
Leke, kişinin cilt kalitesini azalttığı, güzelliğine gölge düşürdüğü ve dış görünüm estetiğini olumsuz etkilerinden dolayı tedavilerinde her geçen gün yeniliklerin denendiği bir konu olmuştur.
Leke nasıl oluşur?
Leke, normalde cilt rengini veren melanin isimli pigmentin vücudun belirli bölgelerinde cilt altında düzensiz kümelenmesi ile meydana gelir.
Lekeleri vücudun en fazla hangi bölgesinde görülür?Lekeler, cildin hassas olduğu, güneş ve kimyasal maddelerle en fazla temas eden bölgeleri başta olmak üzere bazı hastalalıklar ve yaşın ilerlemesi ile vücudun her bölgesinde görülebilir.Eller güneş ve kimyasallarla teması nedeniyle,yüz ve boyun cildi ise güneşle olan temas fazlalığından dolayı lekenin en fazla görüldüğü cilt bölgeleridir.
Leke neden meydana gelir?
Lekeyi gebelik döneminde, kloazma dediğimiz yüzde gebelik maskesi olarak,yaşın ilerlemesine bağlı olarak el sırtı,göğüs, boyun ve yüzde yaşlılık lekesi olarak, güneş yanıkları sonrası yüz ve dekolte cildinde güneş lekeleri tarzında, deodorant ve parfüm uygulamaları sonrası koltuk altı, boyun gibi alanlarda, lazer epilasyon yada ağda uygulanması sonrası kimyasallarla ve güneşle kontrolsüz temas sonrası, dövme sildirmede yanlış uygulamalar sonrası, bazı sistemik hastalıklarda (böbrek ve diyabet vb.) ciltte bölge bölge renk değişikliği tarzında lekenmeler meydana gelir.

Lekeyi önlemek için neler yapılmalıdır?
Leke tedavisinde öncelik her zaman leke oluşumunun önlenmesine yönelik yapılmalıdır. Leke özellikle güneş ve kimyasal kullanıcılarla meydana geldiği için alınabilecek önlemler şöyle sınıflandırılabilir;
Çocukluk döneminden başlayarak, her yaş güneşten uygun koruma faktörlü güneş koruyucularla korunmalı. Güneş koruyucu sadece plajda kullanılan bir ürün değildir, karlı havada dahi gerekli olursa kullanımı gereklidir.Bronzlanmaşa çalışarak ciltte güneş, solaryumla kontrolsüz olarak yanıklar yapılmamaılıdır.
Kozmetik ürünleri olarak kullanılan; alkollü ıslak mendiller, deodorantlar, tüy sarartıcı kremler, bronzlaştırıcı kremler gibi ürünlerin hatalı kullanımları, özellikle güneşle temas etmeleri ciltte lekelenmeler yapar. Bu tür ürünlerin kullanımında dikkatli davranılmalıdır.Özellikle yüz, koltuk altı, kasık bölgesi gibi cildi ince bölgelere uygulanan ağda, lazer epilasyon, cilt bakımı, peeling işlemleri ve lazerle cilt yenileme gibi işlemlerden sonra cildin güneşten, kimyasal ve mekanik travmalardan (kozmetik ürün uygulanması veya peeling, masaj uygulama vb) özenle korunması gerekir.
Akne izleri ve bunlara kişi tarafından gelişigüzel uygulanan tedaviler ileride leke sebebidir.Hamilelik döneminde meydana gelen yüzdeki gebelik lekesi hormonal durumdaki değişiklerin güneşle etkileşimi sonrası olduğu içinbu dönemde özellikle güneşten dikkatle korunmalıdır.
Cilt nemlendirilmesi her yaş ve her mevsim doğru olarak yapılarak, cildin hassas bölgeleri olan yüz, dekolte ve el cildine belirli aralıklarla yapılan bakımlar hem lekelenmeleri hemde o bölgelerin hızla yıpranmalarını durduracaktır.

Leke tedavisinin basamakları nelerdir?
Lekelerin oluş sebeblerine göre tedavi planları belirlenmeli ve hasta leke tedavisinin uzun sürebileceği konusunda uyarılarak sabirlı davranması istenir. Lekenin tecrübeli bBir doktorun muayenesinde iyi huylu yada kötü huylu olduğu şeklinde de türü tespit edilmelidir. Şüpheli durumda lekeden biyopsi alınması gerekir. Malign denilen lekeler için ben mümkünse her zaman cerahi olarak çıkarılıp patolojik incelenmasinin bir an önce yapılmasını taraftarıyım.
Çoğunluğu benign dediğimiz iyi huylu olan lekelerin tedavisinde izlenecek yol şudur: İlk olarak lekeyi neyin meydana getirdiği araştırılıp, etken bulunarak cildin o sebebten arındırılması gerekir.İkinci basamakta ciltte oluşan akut denilen yeni başlamış olan hastalık belirtileri varsa (yanık, kızarıklık, kaşıntı, pullanma vb) bu şikayetler tedavi edilerek ardından meydana gelmiş leke tedavisi başlanır.Üçüncü basamak olarak, leke tedavisi sonrası gerekli bakımın ve korumanın yapılması gerekmektedir.

Leke tedavisisnin son noktası lazer diyebilirmiz?
Kesinlikle EVET. Uygun lazer türü, tecrübeli eller ve uyumlu hastada muhteşem sonucu almanızı sağlar.
Lazer tedavisi tek seansta lekeyi geçirirmi?
Bu lekenin derinliği ile ilgili bir durumdur. Leke cildin yüzeysel katında sınırlı ise tek seans yeterli olabilirken, derine uzanan lekelerde seans sayısı ve arası tedaviye başlayınca belirlenir.
Leke tedavisinin mevsimi varmıdır?
Lekeler özellikle güneşle ilgili olduğu için; leke tedavisinde ideal mevsimler güneşin olmadığı sonbahar ve kıştır. Kışın başlayan leke tedavisi ilkbaharda tamamlanmalı ve yazın dikatli olarak güneşten korunma devam etmelidir.
YARA İZLERİ (AMELİYAT-YANIK-JİLET -BIÇAK-CAM İZİ) TEDAVİSİ
Yara izleri (skar), kişinin dış görünümdeki estetiğini bozmaları, istenmeyen anıları hatırlatmış olmaları ve çoğu kezde kaşıntı-kabarma gibi şikayetlerin sebebleri olurlar. Bu nedenle de hem tedavi amaçlı olarak hem de estetiği sağlayabilmek için, tedavileri plastik cerrahi açısından her zaman önemli bir yer tutmaktadır.

Kazalara, yanıklara, geçirilmiş cerrahi işlemlere ya da kişinin kendi vücudunda yaptığı travmalara bağlı olarak oluşabilen izlerin tedavisinde her geçen gün gelişen teknolojik uygulamaların hedefi izi en belirsiz hale getirmektir.İz tedavisi, izin oluş şekli, oluş zamanı, yaralıyıcı alettin türü, yaralanma sonrası uygulanan tedavi, kişinin vucudunun yaraya verdiği reaksiyon gibi bir çok etkene bağlıdır. İz tedavisindeki protokollerde bu etkenlere bağlı olarak değişmektedir.Plastik cerrahi sanatının hedefi, izi en az belirsiz hale getirmektir.

Bu konuda çeşitli araştırmalar devam ederken, biz plastik cerrahlar yaptığımız operasyonlarda izleri saklamayı ve olabilecek en estetik sonucu yakalamayı hedefleriz. Ancak, acil cerrahi olaylardan, kazalardan, bıçak, cam, falçata, jilet gibi tedavi edilmemiş kesici alet yaralanmaları sonrasındaki bazı yaraların iyileşme izleri gerçekten kabul edilebilir gibi değildir.

Tedavide bu izleri daha belirsiz hale getirmeye çalışırız.Tedavilerin zamanlamasıda yaranın durumuna ve hastaya göre planlanmaktadır. Bazı yaralarda tedaviye hemen başlanabilirken, bazılarında yara olgunlaşması olan ortalama 6 ay beklenebilir. Bunun kararını sizi muayne eden hekim vermelidir.
Yara nasıl en az izle tedavi edilir?
Öncelikle yaranın ilk müdahalesi doğru olarak yapılmalıdır. Kesi alanı cerrahi kesilerdeki gibi temizlenmeli, yara kenarları düz hale getirilmeli ve yara katlarına uygun olarak en uygun sütür materyali ile kapatılmalıdır.Tedavi sonrası uygun bakım ve kontrollerin doktorunuzun belirttiği programla yapılması ikinci esastır. Özellikle kol,bacak gibi yarada gerginlik oluşabilecek bölgelerde iz oluşumu daha fazladır. Bu bölgelerde tedaviden sonra gerginlik azaltıcı pozisyonlar yaranın daha az izle sonuçlanmasını sağlar. Yara izini önlemede önemli diğer bir faktörde,güneşten korunmaktır. Ortalama 18 ay yara yeri güneşten korunmalıdır. Uygun güneş koruma faktörlerinin doğru olarak kullanılması iz tedavisinde olumlu sonuca ulaşmamızı sağlayacaktır.
İz tedavisine ne zaman başlanmalıdır?
Bazı izlerde tedaviye hemen başlanabilirken, bazı tedaviye yaranın olgunlaşması beklenerek başlanabilir. Buna muayne sonucuna göre karar verilir. Bu sebeble mümkün olduğu en kısa zamanda yara bu konuda tecrübeli bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.
Yarada zaman içinde değişiklik olurmu?
Kişinin yaraya verdiği reaksiyon ve tedaviye göre ilk zamanlar kızarık ve hafif kabarık olabilen yara,zaman içinde rengi soluklaşır ve kabarıklığı azalır.Ancak bazı kişilerde yaralarda kabarma, pembe renkte koyulaşma, yaranın sınırlarının dışına taşması olur ki buna hipertrofik skar, daha ilerisinede keloid denir.

Yara vücudun her yerinde aynı şekilde mi iyileşir?
Gerginliğin fazla olduğu bölgeler olan kollar, bacaklar gibi alanlarada yara kenarlarının genişlemesi sık görülebilir. Göğüs ön yüzü, omuz, kulak kepçesi gibi vücudun bazı yerleri ise hipertrofik skar ve keloid oluşumuna çok müsait alanlardır. Bu bölgelerin tedavilerinde daha özenli davranmak gerekir.

Hangi bölgelerde yara izi daha az olur?
Genital bölge,üst göz kapağı gibi bölgelerde skar dediğimiz yara izi daha az oluşur.
Acil yaralanmalarda tedavinin basamakları nelerdir?

1- Öncelikle doğru yapılan, mümkünse plastik cerrahi uzmanının tedavi ettiği akut dediğimiz acil tedavi.
2- Yeterli sürede uygun pansuman ve istirahat.
3- İyileşme dönemi süresince belirtildiği süre içinde solaryum, güneş, kimyasal ve mekanik travmalardan koruma.
4- Dengeli beslenme ve sigara kullanmama.
5- İyileşmenin tamamlandığı sürede doktorunuzun önerisine göre uygun ilaçla masaj tedavisinin başlanması.
6- Masajla yeterli iyileşmenin sağlanmadığı durumlarda, silikon bantlara ve yara içine streoid enjeksiyonlarına geçilebilir..
7- Son adım olarak, uygun lazer tedavileri ile yara en az izle tedavi edilir.
Daha önceden meydana gelmiş koldaki jilet,biçak,cam izi tedavisi nasıldır?
Benim hastalarıma uyguladığım tedavi protokolünde; iz yaygın olarak tüm kolda varsa, seri eksizyon dediğimiz basamaklar halinde yada uygunsa tek basamakta izleri çıkartarak cerrahi bir iz haline getirmektir.
Bunun üzerine gerekli tedaviler uygulanarak meydana gelen cerrahi izide en belirsiz hale getirmek için, bilimin şu anda tıbba sunduğu son imkan olan uygun lazer cihazlarımla tedavilerini tamamalıyorum.Bazı uygun hastamda cerrahi bir işlem yapmadan direk lazer tedavisine alabiliyorum.Bazı hastalarımda, tıbbi kalıcı makyaj yaptırabiliyorum.

Yanık izi tedavisinde neler vardır?
Yanığın oluştuğu ilk dönemdeki tedavi yanığın iyileşmesi açısından önemlidir.Ancak derin yanıklarda ne yazık ki iz oluşumu engellenemez.Diğer yara izi tedavileri uygun yanıklarda yapılabilirken,geniş yanıklar için,doku genişleticilerle sağlam doku arttırılıp,skarlı dediğimiz yanık alanına kaydırılarak yanık izi yok edilmeye çalışılabilir.

Lazerle izler hemen silinebilir mi?
Lazer,iz tedavisinde son gelinen noktadır.Hastaların beklentileri gerçekci olduğu sürece uygun izlerde uygun lazer tedavileriyle çok iyi sonuçlar alınır.Tek seans lazer tedavisi yetmeyebilir,seans sayısı ve seanslar arasındaki seans aralıkları yara tipinize göre hekiminizce belirlenir.

Cilt Soyma(Dermabrasion)
Dermabrazyon, derideki pürüzlü görünümü azaltmaya yönelik uygulanan mekanik soyma işlemidir. En sık sivilcelerin bıraktığı izlerin azaltılması için uygulanır. Derinin yüzeysel tabakası soyulduğunda, oluşan yaranın iyileşmesiyle daha pürüzsüz, gergin ve taze bir deri tabakası ortaya çıkar.Ameliyat, dermabrazyon uygulanacak bölgenin genişliğine bağlı olarak lokal ya da genel anestezi altında yapılır. Lokal anestezi altında yapıldığında kişi aynı gün evine dönebilir. Genel anestezi altında ameliyat yapıldığında kişi aynı gün ya da ertesi gün eve dönebilir. Ameliyatı takiben rahatsızlık vermeyecek derecede hafif yanma hissi şeklinde ağrı olabilir, ancak ağrı kesici ilaçlar ile rahatlıkla kontrol altına alınabilir. Yaraların iyileşip kapanması 5-10 gün sürer. İyileşmiş bir yara taze bir deri örtüsü ile kaplandığında pembemsi renkte olur. Pembemsi renk zamanla soluklaşır ve birkaç hafta içinde normal deri rengini alır.

Saç Bakımı İle İlgili Öneriler

Saçların Parlamasını Sağlamak

Rendelenmiş yeşil ceviz kabukları, pazı yaprakları ile birlik­te yarım saat süreyle suda kaynatılır. Süzülerek elde edilen sıvı­ya, şampuan kıvamına gelinceye kadar yumurta sarısı ilâve edilerek limon suyu ile çırpılır. Tedavi süresince, hazırlanan bu şam­puan ile saçlar yatmadan önce yıkanır.Badem yağına, şampuan kıvamına gelinceye kadar yumur­ta, sarısı ilâve edilerek limon suyu ile çırpılır. Hazırlanan şampu­an ile saçlar günaşırı yıkanır.
Sinameki bitkisinin kökleri suda yarım saat süreyle kaynatılır. Sıkılarak elde edilen sıvıya, şampuan kıvamına gelinceye kadar yumurta akı ilâve edilerek susam yağı ile çırpılır. Hazırlanan şam­puanla saçlar sık sık yıkanır.


Saçları Kuvvetlendirmek için

Hamame otunun kök ve yapraklan, demlenmiş çay suyun­da yarım saat süreyle kaynatılır. Sıkılarak elde edilen sıvıya, şam­puan kıvamına gelinceye kadar yumurta sarısı ilâve edilerek pa­muk yağı ile çırpılır. Hazırlanan şampuanla saçlar günaşırı yıkanır.Dalından toplanan karadullar, demlenmiş çay suyunda on da­kika süreyle kaynatılır. Sıkılarak elde edilen sıvıya, şampuan kıvamı­na gelinceye kadar yumurta sarısı ilâve edilerek pamuk yağı ile çır­pılır. Hazırlanan bu şampuanla yatmadan önce saç banyosu yapılır.
Gelincik yapraklan, tohumları ile birlikte yirmi dakika süre­yle suda kaynatılır. Süzülerek elde edilen sıvıya, şampuan kıva­mına gelinceye kadar yumurta akı ilâve edilerek pamuk yağı ile çırpılır. Hazırlanan bu şampuanla saçlar sık sık yıkanır.


Saçların Kepeklenmesi Engellemek
İçinKenger otunun kökleri dövülüp ezildikten sonra sirkeli suda yir­mi dakika süreyle kaynatılır. Sıkılarak elde edilen sıvıya, şampuan kıvamına gelinceye kadar kestane kabuğu külü ilâve edilerek gül yağı ile çırpılır. Hazırlanan bu şampuanla saçlar yıkanır.Yakılarak elde edilen kestane kabuğu külüne, şampuan kı­vamına gelinceye kadar ezilmiş kereviz posası ilâve edilerek gül yağı ile çırpılır. Hazırlanan şampuanla saçlar günaşırı yıkanır.
Kedi otunun saçakları, sirkeli suda on beş dakika süreyle kaynatılır. Süzülerek elde edilen sıvı bir kavanoza doldurularak serin bir yerde yirmi dört saat dinlendirilir. Tekrar süzülen bu sı­vıyla saçlar günaşırı yıkanır.

Saçların Gür Çıkmasını Sağlamak için
İhlamur yirmi dakika süreyie suda demlenir. Süzülerek elde edilen sıvıya, bir tutam kına tozu ilâve edilerek, şampuan kıvamı­na gelinceye kadar karıştırılır. Hazırlanan bu şampuanla saçlar sık sık yıkanarak taranır.Kişniş ve hatmi kökleri demlenmiş çay suyunda yarım saat süreyle kaynatılır. Sıkılarak elde edilen karışım bir kavanoza dol­durularak bir gün dinlendirilerek tekrar süzülür. Hazırlanan bu karışımla saçlar sık sık yıkanır.
Erguvan ağacının yakılmasından elde edilen külleri elendik­ten sonra turp suyu ile birlikte yirmi dakika süreyle kaynatılır. Sü­zülerek elde edilen karışımla saçlar sık sık yıkanarak taranır.


Saç Dökülmesini Önlemek
Kurutulmuş meneviş yaprakları dövülüp ezildikten sonra, kı­na ile birlikte yirmi dakika süreyle suda kaynatılır. Süzülerek el­de edilen sıvıdan bir miktar banyo suyuna ilâve edilerek, günaşı­rı saçlar hazırlanan bu karışımla yıkanır.Sanmsak dövülüp ezildikten sonra sirkeli suda on dakika sürey­le hafif ateşte pişirilir. Saçlar bu karışımla sık sık yıkanarak taranır.
Kurutulmuş Fındıkkabuklarının yakılmasından elde edüen küller badem yağı ile karıştırılarak yoğrulur. Hazırlanan karışıma, şampuan kıvamına gelinceye kadar sirke ilâve edilerek çırpılır. Saçların dökülmesini önlemek için baş, hazırlanan bu karışımla sık sık yıkanır.

Saçların Çabuk Uzamasını Sağlamak
Sinameki ve civanperçemi, dövülmüş nar kabukları ile birlikte suda yanm saat süreyle kaynatılır. Süzülerek elde edilen sıvıya, los­yon kıvamına gelinceye kadar çırpılmış yumurta ilâve edilerek susam yağı ile birlikte karıştırılır. Hazırlanan losyonla saçlar sık sık yıkanır.İnce bir tülbentte sıkılarak elde edilen karadut usaresi, bu­lamaç haline gelinceye kadar yumurta ve susam yağı ile birlikte çırpıldıktan sonra beş dakika süreyle ısıtılır. Hazırlanan bulamaç­la saçlar günaşırı yıkanır.
Rendelenmiş turp, suda yarım saat sureyle pişirildikten son­ra süzülür. Elde edilen sıvıya yumurta sarısı ilâve edilerek bula­maç haline gelinceye kadar çırpılır. Hazırlanan bulamaçla saçiar sık sık ovularak yıkanır.