Cumartesi

Kozmetikler ve allerji

Hatırı sayılır miktarda para ödeyerek bir nemlendirici aldınız... Ürün size “hipoallerjenik” olarak sunulduğu ve “kaliteli” bir marka olduğu için tereddüt etmeden kullanmaya başladınız. 2-3 gün sonra yüzünüzde kızarıklık ve kaşıntı başladı ve gittikçe artan bir dermatit (egzama) tablosu ortaya çıktı... Bu durum özellikle hanımlar arasında oldukça sık rastlanan bir talihsizliktir. Kullanılan kozmetik madde allerji yapmıştır.

Hem de “hipoallerjenik” (allerji yapma ihtimali zayıf) olduğu halde. Kullanılan ürün hipoallerjenik değil ise, ciltte dermatit oluşturma riski şüphesiz daha da fazla olacaktır.Kozmetikler niçin dermatit yapıyor? Sağlık ve güzelleşmek için kullanılan bu ürünlerin cilde zarar vermeyecek şekilde üretilmesi gerekmez mi? Bu maddelerin denetimi yok mu?

Ne yazık ki ülkemizde gıda maddelerinin üretimi bile kontrol ve denetim altına alınamamıştır ve kozmetikler için böyle bir beklenti içinde olmak fazlaca “iyimserlik” olacaktır. ABD ‘de yapılan araştırmalarda kozmetik maddeler içinde 2983 adet kimyasal madde olduğunu ve bunların 884 tanesinin toksik özellikte olduğu belirlenmiştir. Kozmetiklerle allerji nasıl gelişir? Bu konu tamamen kişinin cilt yapısı ve bağışıklık sistemi ile ilişkilidir. Bağışıklık sistemi organizmayı yabancı maddelerden korumak üzere programlanmıştır. Bunlar genellikle bakteriler, virüsler ve tümörleşen hücrelerdir.

Bağışıklık sistemi hergün hücrelerimizi adeta tek tek kontrol ederek vücudun “sağlık durumunu” idame ettirir. Maalesef bazı kişilerde kozmetikler ve sanitasyon maddeleri (ör: sabun) içindeki partiküller zararlı madde olarak algılanır ve vücutta bunlara karşı “dermatit” ile sonuçlanacak reaksiyon (tepkime) başlatılır. Kozmetikler 2 farklı dermatite neden olur:“Allerjik kontakt dermatit” ve “İrritan kontakt dermatit”. Birincisi adın da anlaşıldığı gibi doğrudan doğruya kozmetiklere allerji gelişmesiyle ortaya çıkar.
Önceden herhangi bir allerjen maddenin teması ile duyarlanmış deriye aynı maddenin tekrar temas etmesi ile ortaya çıkan bağışıklık sistemi aracılıklı bir reaksiyondur. Kontakt dermatit tanısı konan hastaların yaklaşık % 25-30 kadarını allerjik kontakt dermatit oluşturmaktadır. Allerjene karşı gelişen duyarlılık haftalarca, yıllarca hatta çoğu kez bütün bir ömür boyu devam edebilir. Allerji gelişmiş olan maddeye her temas edildiğinde, dermatit bulguları ortaya çıkar İrritan kontakt dermatit ise kozmetik ve sanitasyon ürünleri içindeki “tahriş edici” maddelere bağlı olarak ortaya çıkar.

Deriye dışardan temas eden bir takım tahriş edici maddelerin oluşturduğu immünolojik olmayan, yani bağışıklık sistemi tarafından başlatılmayan reaksiyonlardır. Tüm kontakt dermatit olgularının ortalama %70’ini oluşturur. Maddelerin toksik etkisine bağlı olarak ortaya çıkar. Önceden duyarlılık kazanılmış olması gerekmez ve maddeyle ilk kez temas edilmesi sonrasında bile meydana gelebilir.Kozmetik allerjilerine nasıl tanı konur?Bu tür kontakt (temas) allerjilerinde uyglanan özel bir tanı yöntemi vardır. Yama testi (patch test) adı verilen ve vücutta temas allerjilerine neden olduğu bilinen temel maddeleri içeren bu test sırt bölgesine uygulanır ve kişinin allerjik olduğu maddeler belirlenir.

Bu tespit çok önemlidir, çünkü temas allerjilerinin “kalıcı” bir tedavisi yoktur. Tek tedavi yöntemi allerji yapan maddelerden uzak kalınmasıdır. Birden fazla kozmetik ürün kullanıyorum, acaba allerjimin sebebi hangisi? Bu durumda bir allerji uzmanına başvurmanız gerekir. Kullanmakta olduğunuz kozmetik maddeler yama testine benzer bir metodla değerlendirilerek hangisinin allerji nedeni olduğu tespit edilebilir.Kozmetik allerjilerinden korunmak mümkün mü?Öncelikle kaliteli ve markalı ürünler tercih edilmelidir. Daha önce kullanılmamış olan bir ürün ilk kullanımda yüze ya da ellere değil, vücudun başka bir bölgesine (ör: kolun iç kısmına) ve çok az miktarda 2-3 gün süreyle uygulanmalıdır.

Sözkonusu ürün uygulama bölgesinde herhangi bir reaksiyona neden olmuyor ise kullanılmaya başlanmalıdır. Bu konuda emin olunamıyor ise bir uzman doktordan yardım alınmalıdır. Sözün özü;Kozmetikler ve sanitasyon ürünleri, modern dünyada günlük hayatın vazgeçilemez bir parçasıdır. Bazen istenmeyen etkilere neden olsalar da onları kullanmaya devam edeceğiz. Bu nedenle, her konuda olduğu gibi kozmetikler konusunda da “bilgili” birer tüketici olmak ve sağlığımızın için en doğrusunu uygulamayı bilmek zorundayız.
FRANCE HOSPITAL
All citizens can go to a France hospital for free. France has one of the best healthcare systems in the world. The healthcare system offers high quality services that are easily accessible. Any resident of France is covered by the state social security system that includes free health insurance that is accepted by any France hospital.

Other European citizens that live in Iceland,Lichtenstein, and Norway are automatically entitled to the free health insurance also and can be seen in a France hospital. The free healthcare is for all European citizens that might be traveling through, looking to move there are automatically entitled to the healthcare program. There are 25 member states that are a part of the social security system and all residents can take part in the program.

All people living in France can apply for the health insurance program. This includes foreign exchange students living in the country temporarily that might find a need to go to a France hospital. They are entitled. All children and family members to a resident of France are included in the free medical provided by France.

If you have the free insurance provided by the social security in France then you are free to choose whichever doctor and whichever France hospital you would like to go to. This includes dentists, private clinics, and more. If you have private health insurance, then you must find out where your insurance will allow you to go.

All appointments are made by phone through the social security medical plan. All appointments should be made a day or two in advance. If you need special treatment in a France hospital waiting time can be a week or several months.

If you have an emergency and must be seen at a France hospital, by French law, no one can be turned away medical care based on an emergency. However, the hospital has the right and responsibility to determine what an emergency is.

A France hospital provides some of the best medical care in the world and France believes that everyone is entitled to free health insurance. If you are a citizen in France, then you can apply for the social security healthcare system offered.
FRANCES GOVERNMENT
France’s government believes that freedom is the rule and its restriction is the exception; any restriction of Freedom must be provided for by Law and must follow the principles of necessity and proportionality. France’s government goes by the principles of the Declaration of the Rights of Man and of the citizen.

A fundamental document stemming from the French Revolution that is the Declaration of the rights of Man and of the Citizen. This document defines individual and collective rights as one. This document is one of the first documents taking a step toward writing a constitution. France’s government believes that these fundamental rights are not only for French citizens, but for all men and there are no exceptions to this document.
France’s government declaration is very similar to the United States Constitution and the Bill of Rights. This declaration provides for freedom of speech and freedom of the press. There is a slightly weaker guarantee of freedom of religion It states that people can believe what they want to as long as they don’t trouble the public order established by the law. It gives people the right to own properly but also says France’s government has the right to eminent domain.

The declaration is individualistic and says that people have the right to be themselves and keep to themselves. Individuality is okay, but freedom of assembly is not addressed and liberty of association.

It is said by the French Government that the reason the declaration for human rights does not address freedom of assembly and association and recognize religious issues is because during the time the document was written and agreed upon by the Parliament of France, the importance of these individual rights were not recognized as being important. They were understood to extend to women and various ethnic groups and that was a big step at the time of the document writing.

France’s government believes in individuality and freedom for all. France believes that anything that gets in the way of freedom is a restriction and against the law. All people have the right to individuality and the right to be themselves but not to rally and disrupt the public in any way with their beliefs.

MEME KANSERİNDE ALTERNATİF TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

Doktorlar cilt tümörleri hariç tutulursa, Meme kanseri, kadınlarda görülen en yaygın tümörü olduğunu söylemektedir.Nadiren erkeklerde görülürse de, 30 yaş üzerindeki her kadının korkulu rüyasıdır. Maalesef son yıllarda meme kanseri, artık daha genç yaşlarda görülmeye başlamıştır.Meme kanseri açısından riskli olan gruplar: Yaş, ailesinde kanser(özellikle meme kanseri) olanlar, sigara içimi, alkol, daha önce radyasyona maruz kalanlar(göğüs bölgesinde), menapoza girmiş kadınlar, şişmanlık sayılabilir. Ama en önemlisi kadınlık hormonu olan “östrogen”nin, yaşamdaki seviyesinin seyridir.

Kan östrogen seviyesi yüksek olanlarda tümörün nüksü, tedaviye direnç(yanıtsızlık) ve ölüm olasılığı daha yüksektir. Tümör dokusunda östrogen reseptörü pozitif(+) tespit edilenlerde, tedaviye yanıt oranı daha yüksektir.Meme kanseri, tümörün evresine göre tedavi edilir. Ancak, tıbbı otoriteler ve onkologlarca, meme kanserinin standart bir tedavi mütabakatı sağlanamamıştır. Klasik tıbbi tedavilerde ekol farklılıkları vardır.

Sadece cerrahide bile, tümör tespit edilmişken, “meme koruyucu” yaklaşımdan, kanser oluşmamış ama, kanser oluşma riski olan memenin tümüyle alınmasına kadar farklılıklar içeren yaklaşımlar mevcuttur.Meme kanserinin klasik tıbbi tedavisi mutlaka “multidisipliner” yani farklı branşların birlikte tedavi planlaması yapması şeklinde olmalıdır. Hangi tedavinin hangi sırada yapılacağına birlikte karar verilmelidir. Her ne kadar bilimsel “metaanaliz” adı verilen çalışmalarda, meme kanserli hastaların sağ kalımında (yaşam süresi) tedavi edilemeyenlerle kıyaslandığında, herhangi bir fark tespit edilememiş ise de, bazı meme kanserli hastalarda klasik tıbbi tedavilerin doğru planlanarak uygulanmasından yanayım.Klasik tıbbi tedavilere ilave olarak, alternatif tedaviler “mutlaka klasik tedavilerden önce başlamalı” ve klasik tedavilerle eş zamanlı olarak sürdürülmelidir.

MEME KANSERİNDE ALTERNATİF TEDAVİ METODLARIA) Ozon terapi(oksijen tedavisi)B) Fitoterapi(Bitkisel Tedavi)C) Natürel(Doğal) TedavilerD) Vitamin-Mineral ve Preparatlar

FAYDALI VİTAMİN VE MİNERALLER

1. Coenzyme 910(120 mg/gün) / 3 kez-gün

2. Calcium-glucaate (500-1000 mg/gün) / 3 kez-gün

3. Vitamin A (25.000 ıu/day)

4. Vitamin E (800 ıu/day)

5. Vitamin C (250-5000 2 kez-gün)

6. Selenium (200-400 microgram/day)

7. Bromelain 500 mg

FAYDALI BİTKİLER

1. Astragalus; P53 cevabıyla kanser yayılımını durdurur.

2. Maitake;Tümör gelişimini yavaşlatır, immün sistemi sitümile eder.

3. Milkthistle(Silymarin);Kanser hücreleri üzerindeki östrogen reseptörlerini bağlar.

4. Mistletoe(Loranthus yada Mulberry);İmmün sistemin baskılanmasını engelleyerek kemoterapiye destek olarak kullanılır.

5. Quercetin;Çok ilaçlı tedaviye dirençli meme kanserli hastalarda, kanser hücrelerinin ölümünü hızlandırır.

6. Resveratrol(Siyah üzüm şurubu);Tümör gelişimine neden olan hücresel mekanizmaları durdurur.

7. Soy isoflavone;Kanser hücrelerindeki östrogen’i bloke eder, p21 genini aktive eder.

8. St. John’s Worth(Sarı Kantaron);Kanser hücrelerinin komşu dokulara yayılımını engeller.

9. Turmeric(Curcumin Tablet):P53 genini aktive eder, kanseri aktive eden diğer genleri ise baskılar.

10. Vitex;Meme kanseri hücrelerinin gelişimini inhibe edebilir.

11. Alnoni;Bağışıklık sistemini güçlendirir, kemo ve radyoterapinin etkilerini azaltır.

BİR MEME KANSERLİ İÇİN SAKINCALI BİTKİLER

1. Cordyceps

2. Dan shen

3. Fennel

4. Licorice

FAYDALI BİTKİSEL KARIŞIMLAR

1) GLA(Sibirya Sedir Yağı) (Sibirya ormanlarında yetişen sedir çamlarından elde edilir, GLA oranı en yüksek bitkisel karışımdır, içinde A E C vitamini, selenium ve çinko minerali vardır. Meme kanserinde en yaygın kullanılan tamoksifen’in etkinliğini arttırır.

2) Cinnamon twig ve poria pill (geleneksel bir çin bitkisel karışımı olup overler üzerinden etkisini göstererek kandaki östrogen miktarını azaltır.)

3) Dong Quai ve Peony Powder (geleneksel bir çin karşımı olup östrogen üretimini azaltması etkisinden faydalanılır, geniş bir kullanım alanı vardır. Tamokisfen’in etkisini arttırır.)

4) Essiac ve Hoxsey (Kanser hücrelerinin aktivasyonunu azaltan uzun süreli kullanılan bir Amerikan karışımıdır, kemoterapiye bağlı yan etkileri özellikle lökosit(beyaz hücre) eksikliğinde bütün kan hücrelerinin üretimini uyararak yardımcı olur.

5) Two-Cured Decoction (Geleneksel bir çin bitkisel karışımıdır, meme kanserli hücrelerde östrogen seviyesini azaltır, geleneksel kullanımında kanser hücrelerinin akciğere yayılımını durdurduğu düşünülmektedir. Ateşli durumlarda bu bileşik asla kullanılmamalıdır.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

1) Vücuttaki yağ dokusunun azaltılması bunun için egzersiz yapılmalı ve beslenmedeki yağın azaltılmasına dikkat edilmelidir. Bunun içinde mümkünse kırmızı et, tereyağı ve margarinli yiyeceklerden kaçınmalıdır. Özellikle menapoza girmiş kadınların dikkat etmesi gerekir. Kanserden korunmak için Omega 3 yağ asidi mutlaka alınmalıdır. Mümkünse beyaz et özellikle balık yenmelidir. Zeytinyağı kontrollü bir biçimde yenilebilir.Vejetaryen bir beslenmeye geçilmelidir. Mevsimlik sebze ve meyvelerin yenilmesine tufanda-sera sebze ve meyvelerden ise kaçınmaya azami dikkat gösterilmelidir. Beta-carotene içeren sebzeler ve meyveler yenilmelidir. (Meme kanserli kadınların kanında beta-carotene seviyelerinin düşük olduğu görülmüştür.) En etkili ve en güvenilir beta-carotene seviyelerinin sağlanması koyu yeşil sarı ya da turuncu sebzelerin günlük alınmasıyla mümkündür.

2)Brokoli mutlaka yenmelidir. Brokoli, sulphoraphane içerir, bu madde karsinojenik toksinleri elimine etmeye yardımcı olur günlük olarak alınmalıdır meme kanseri hücrelerin gelişimini uyaran ve östrogen bağlayan bir etki gösterir. Kızarmış ve kömürde pişmiş yiyeceklerden kaçınmalıdır. Tatlı ve hormon içeren maddelerin kullanımı asgari seviyeye düşürülmelidir. Çünkü insülin hormonunun yükselmesine neden olan yüksek kan şekeri seviyesi meme kanseri hücrelerinin gelişimini hızlandırır. Doğal şekerler az miktarda da olsa yenilebilir.

3) Vitamin D’nin meme kanserli hücreleri, normal sağlıklı hücrelere dönüşümüne yardım ettiğine dair kanıtlar mevcuttur. Bu nedenle bir miktar güneşe maruz kalmak faydalı olacaktır. Hazır vitamin depreparatlarının hiçbir faydası yoktur.

4) Vitamin C, A ve E’nin ilave olarak alınması faydalı olabilir. Lifli yiyecekler yenmelidir. Lifler bağırsak hareketlerini hızlandırır, kabızlığa engel olarak toksinlerin emilimini azaltır. Normal beslenme diyetinde soğan ve sarımsak mutlaka olmalıdır. Günde en az 2.5-3 lt sıvı alınmalıdır. Gazlı ve asitli içeceklerden kaçınılmalıdır. Gevşeme teknikleri(meditasyon, masaj, çok sıcak olmayan banyolar, ozon sauna) fayda sağlayacaktır.

5) Sigara ve diğer toksik maddelerin alımından kaçınılmalıdır, demir içeren bileşiklerin alımından uzak durulmalıdır, çünkü demir tümör gelişimini hızlandırabilir. Folik asidin hiçbir faydalı etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Ancak alkol alanlarda folik asit eklenebilir.

Çalışanların pazartesi sendromu


Şehirli insan, yıllardır pazar akşamı başlayan, tatsız ve oldukça rahatsız edici bir stres türü ile boğuşuyor. Uzmanlar, buna Pazartesi Sendromu diyorlar. Üstelik, yapılan araştırmalar, en profesyonel insanların dahi, bu sendromu yaşadığım kanıtlıyor.Bunu herkes yaşıyorZaman ile yarışılmadığı, rekabetin çok daha sınırlı olduğu, teknolojinin insanın karşısına her gün öğreneceği yepyeni detaylarla çıkmadığı eskilerde, haftanın her günü eşit değer taşıdığı için pazartesi günlerinin diğerlerinden herhangi bir farkı olmazken, modern zamanlarda insanoğlunun giderek artan günlük problemleri Pazartesi Sendromu'nun doğmasına neden oldu.


New York'da yapılan bir araştırmaya göre, işinde en profesyonel olarak bilinen kişiler dahi bu sendromu yaşıyor. Haftanın beş iş günü boyunca, bazen neredeyse sadece uykuya ve yemeğe zaman bulabilen kariyer sahibi şehir insanı için, pazartesi günleri tekrar o yoğun iş temposuna ve karmaşaya dönmek, kendini unutmak ya da kendine doğru yürüyememek anlamına gelebiliyor. Peki, neden kimileri haftanın ilk günüyle barışık yaşayabilmenin yollarını keşfedebilmişken, diğerleri takvimden silinmesini isteyecek kadar pazartesiden nefret ediyor? Sorun nerede? Öncelikle bu sorunun cevabını bulmak için, insanların pazartesi günleri kendilerini neden iyi hissetmediklerinin ardındaki gerçekleri araştırmamız gerekiyor.


Belki de sorun, haftanın günlerinde değil de, kişinin yaptığı işten, kendi iç dünyasından da kaynaklanıyor olabilir, iş yerinde ve ofiste yaşanan sorunlar, bir süre sonra yapılan işten zevk almanızı engelleyebiliyor ve bu işi sadece para kazanmak için yaptığınızıı düşünmenize neden olabiliyor. İşte bu noktada da, pazartesi günleri kişi için gerilimi yeniden başlatan gün ya da bir simge anlamı taşıyabiliyor. İş arkadaşları ya da patron ile arada geçen sorunlara çözüm bulmak için, onlarla diyalog kurmak en etkili yöntem belki de... Ama asıl sorun iş ise, o zaman başka önlemler almak gerekebiliyor.İyi bir terapist, biraz kafanızı dağıtacak küçük uğraşılar, kısa aralıklarla temiz hava almak ve yeniden düşünmek gibi... Eğer yapılan işin artık kişiye hiçbir şey kazandırmadığına inanılıyorsa ya da gelecekteki beklentileri arasında bu işte kariyer yapmanın çok da cazip gelmeyeceği düşünülüyorsa, bu sorunu çözebilmek için iki seçenek bulunuyor... Neler yapılmalı? Bunun başında, yönetici ile konuşup, kişinin kendini daha fazla geliştireceğine inandığı bir departmana yönlendirilmesini istemesi geliyor. Eğer kişinin elinde böyle bir fırsat yoksa, radikal bir karar vererek işten ayrılmak ve bir süre hangi dala kanalize olacağını düşünmek ise verilebilecek en akıllıca ve cesur karar...


Çünkü, her pazartesi stres altında ise gidilmesi, gerçekten sevilen işi aramaktan çok daha negatif bir taraf yükleyecektir kişiye. Eğer bu iki çözümü uygulayacak cesaret bulunamıyorsa, bir de şunu denemekte yarar var; her ne kadar sıkıcı ya da yorucu olsa da yapılan işten zevk alınmaya çalışılması. Örneğin, o işi kişinin kendinden başka kimsenin o denli iyi yapamayacağını düşünmeye çalışması, bir parça da olsa gerilimi hafifletecektir. Çözüm pazartesi aktiviteleriPazartesi günleri iş yerine en güzel giysiler, en hoş makyaj ve kısa bir yürüyüşün ardından gidilebilir. Böylelikle gün boyu alınacak iltifatlar o günün ilk iş günü olduğunu kişiye unutturacaktır.


Öte yandan, özel hayatlarda karşılaşılan bazı sorunlar da Pazartesi Sendromu yaşanmasına neden olabilir. Örneğin, yeni bir annenin bebeğinin gece geç saatlerde uyanması, uykusunu böleceği için haftanın ilk iş gününü bir kabusa çevirebilir. Ya da partneriyle yaşadığı sorunlar, çalışma isteğini negatif yönde etkileyebilir. Tüm çözüm önerilerine rağmen, eğer hala pazartesi günleri kabusu yaşanıyorsa, son bir öneri daha sunuyor uzmanlar... Pazartesi iş çıkışlarında biraz daha sosyal aktivitelere yönelmek. Eğlenceli geçen pazartesi akşamları, böylelikle ayrı bir önem kazanabilir. Bu da pazartesi gününe duyduğunuz antipatinin tamamıyla unutulmasını sağlayabiliyor.